Suni Kalp ve Kalp Nakli
Kalp yetmezliği, tüm dünyada giderek artan bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Dünya genelinde 22,5 milyon insan bu hastalıkla mücadele etmekte ve her yıl yaklaşık 2 milyon kişiye yeni teşhis konulmaktadır. Kalp yetmezliği ilerleyici bir hastalıktır ve zamanında önlem alınmazsa son dönem kalp yetmezliğine dönüşebilir. Bu evredeki hastaların yarısından fazlası maalesef hayatını kaybetmektedir.
Ülkemizde de benzer bir tablo söz konusudur. Türkiye genelinde yaklaşık 1 milyonun üzerinde kişi kalp yetmezliği ile yaşamaktadır ve tahmini olarak 5 bin kişi son dönem kalp yetmezliği aşamasına ulaşmıştır. Bu noktada uygulanan tedaviler, hastaların yaşam süresi ve kalitesini belirlemede kritik öneme sahiptir
Klinik Deneyimimiz
Merkezimizde bugüne kadar 130 hastaya kalp nakli, 380 hastaya ise suni kalp uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bu hastaların büyük bir bölümü başarılı bir şekilde taburcu edilmiş ve günlük yaşamlarına geri dönmüşlerdir. Gerek evlerinde rahatça yaşamlarını sürdürebilmekte, gerekse fiziksel aktivitelerini (örneğin yürüyüş veya bisiklet sürmek gibi) yapabilmektedirler.
Sıkça Sorulan Sorular
Suni kalp, hastanın kalbinin görevini geçici olarak üstlenen mekanik bir pompadır. Kalp nakli bekleyen ya da ileri derecede kalp yetmezliği olan hastalarda kan dolaşımını sürdürerek hayatta kalmalarını sağlar.
Evet. Suni kalp destek cihazı takılan hastaların çoğu taburcu olduktan sonra yürüyüş yapabilir, evde kendi işlerini görebilir ve kontrollü fiziksel aktivitelerde bulunabilir. Uygun bakımla yaşam kaliteleri oldukça artar.
Kalp nakli sonrası ilk birkaç ay yakın takip gerektirir. Ancak başarılı bir nakil sonrası hastaların %90’ı ilk yıl, %80’i beşinci yılda sağlıklı şekilde yaşamlarını sürdürebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisiyle uzun vadeli başarı mümkündür.
Genellikle evet. Suni kalp, kalp nakli yapılana kadar geçen sürede hastanın yaşamını sürdürmesi için kullanılır. Ancak bazı hastalarda kalıcı destek amacıyla da uygulanabilir.
Bu tedaviler, ileri evre kalp yetmezliği olan, ilaç tedavilerine ve diğer müdahalelere yanıt vermeyen hastalar için uygundur. Uygunluk, detaylı bir tıbbi değerlendirme ile belirlenir.